8.11.2008

Havlu Püskülü Çiçeği

Havlu Püskülü - Deutzia GracilisYaprak döken çalı grubudur. İlkbaharda dalları dolduran gösterişli çiçeklere sahiptir. Genelde beyaz olan çiçekleri başka türlerinde pembe ve gül tonlarındadır. Tek yada grup dikildiği taktirde oldukça vurgulayıcı bir görüntüye sahip olur.

Güneş ve bol ışık sevmesine karşın gölgeden de hoşlanır. Geçirgenliği kuvvetli ve gübreli toprak idealdir. Çiçeklenme dönemi bitinminde budanmalıdır. Bir sonraki sene daha bol çiçeklere kavuşursunuz. Haziran ayında çelik alma yöntemiyle üretilir.

Müge Çiçeği

Müge - Convallaria Majalis

İlkbahar sonunda çan şeklindeki çiçekleri açar. Oldukça güzel kokuludur. Kesme çiçek olarak da kullanılır. Otsu bir yer örtücüdür. Soğuğa dayanıklıdır. Sonbahar da solan yapraklar, ilkbahar da yeniden canlanır.

Gölge sever. Bahçede kuzey ve dopu kısımlarda çalı altların da yer örtcü olarak yerleştirebilirsiniz. Organik maddece zengin toprak, yerleştirilmesi için idealdir. Düzenli gübre verilmeli ve toprak nemli kalacak şekilde su verilmelidir. Yaz dönem sonu rizomlarından ayrılarak üretilir.

Hanımeli Çiçeği

Hanımeli - Lonicera

Sarıcılı, çalı formlarında yaprak döken ve her dem yeşil olmak üzere 200′e yakın türü bulunur. Hızlı büyüme özelliği sayesinde çok kolay yetiştirilir. Yaz başında açan beyaz sarı çiçekleri vardır. İlk rüzgarla, etrafa yayılan güzel bir kokusu vardır. İstedikleri çok fazla değildir ve kanaatkardır. Güneş sever, yarı gölgede de mutlu olur. Çelik ya da tohum yoluyla üretim yapılır. Geçirgen bahçe toprağında yetişir. Sonbahar ya da ilkbahar dönem başında budama yapılmalıdır.

Filbahri Çiçeği

Filbahri - PhiladelphusYaprak döken çalılardır. Beyaz gösterişli çiçekleri, portalı andıran hoş bir kokuya sahiptir. Bir yıllık sürgünler üzerinde çiçeklenme olur. İlkbahar döneminde açan çiçekler bittikten sonra budanmalıdır.

Çiçeksiz kaldığı dönem içinde de güzel bir forma sahip olur. Yayılan ve aşağı sarkan dallarıyla vazo şeklindedir. Geçirgen organik maddece zengin toprak, sağlıklı gelişimi için yeterlidir. Güneş sever, güney yerleşim yerlerinde yarı gölge alanlara dikilmelidir.

Avize Çiçeği

Avize - Yucca

Her dem yeşil çalılardır. Gösterişli beyaz çiçekleri yaz ortasından sonbahar ortasına kadar açarlar. Çan biçiminde ve aşağı doğru sarkan çiçekleri sarı yeşil alacalı yapraklara sahiptir. Güneş ve sıcak alanları severler.

Sert yaprakları, değişik formu sayesinde tek yada grup halinde vurgu bitkisi olarak kullanılır. Geçirgen, organik maddece zengin topraklara dikilmelidir. Ilıman sahil kesiminde yetiştirilmesi daha kolaydır. Tohum ile üretilir.

Çan Çiçeği

Hızlı büyüyen, olağanüstü güzellikte, Haziran ayında çiçeklenmeye başlayarak don mevsimine kadar çiçek vermeyi sürdüren bir bitkidir.Şemsiye biçimli fuşya-pembe çanağı, renkleri siyahi/mordan koyu kırmızıya kadar değişen, 5cm çiçeklere sahiptir. Güneş alan pergolalar, verandalar ve duvarlar için uygundur.

Tohum ekim talimatları:
Kış sonundan ilkbahar başına dek, kaliteli torfun içine üzerini örterek ekin. Torfun nemli fakat ıslak olmadığından emin olun ve genelde 12-40 gün alan çimlenme sonrasına kadar polietilen bir torba içerisinde 15-18°C sıcaklık aralığında tutun.

2143 Yıllık Tırmancı Bitki:
- Tohum ekimi kış sonundan ilkbahar başına dek yapılır.
- Bol güneşli alanları tercih eder.
- Yaz ortasından ilk dona kadar çiçek açar.
- Yükseklik 3m

Yetiştirme talimatları:
8cm’lik saksılara sığacak kadar büyüdüğünde yerini değiştirin ve daha soğuk koşullarda büyütün. Son olarak 13cm saksılara yerleştirin. Donma riskini önlemek amacıyla açık havaya ekmeden önce 10-15 gün boyunca yavaş yavaş dış koşullara göre iklimlendirin, birbirinden 23cm uzaklıkta olacak şekilde derin, nemli, hafif zengin bir toprağa ekin. Farklı bir biçimde, 20cm’lik saksılara yerleştirin ve saksıları sonbaharda çiçeklenecekleri soğuk seraya taşıyın.

Çuha Çiçeği

Mart-mayıs ayları arasında, sarı-sarımsı turuncu mor renkli ve kokulu çiçekler açan, 10-30 cm yüksekliğinde, çok senelik otsu bir bitki. Orman altlarında ve sulak çayırlarda bulunur. Yapraklar tabanda rozet şeklinde oval veya uzunca oval şekilli, kenarları dalgalı ve tabana doğru sap şeklinde daralmıştır. Alt yüzü grimsi-beyaz renklidir. Çiçekler rozet yaprakların ortasından yükselen gövdenin ucunda şemsiye gibi, bir arada toplanmışlardır. Çanak ve taç yaprakları tüp şeklinde olup, uçta 5 parçalıdır. Meyve tepesinden deliklerle açılarak tohumlarını etrafa saçar. Tohumları koyu esmer renklidir.

Kullanıldığı yerler:

Bitkinin kullanılan kısımları kökleri ve çiçekleridir. Kökleri ilk ve sonbaharda topraktan çıkartılır, temizlenir ve güneşte kurutulur. Çuha çiçeği köklerinde uçucu yağ, saponinler, glikozitler ve enzimler vardır. Bitki yumuşatıcı, hafif idrar söktürücüdür. Köklerde bu hassalar daha fazladır. Bronşit, göğüs hastalıkları ve migrende kullanılır.


Memleketimizde 10 kadar çuha çiçeği türü vardır. Bunlar Özellikle Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde yaygındırlar. Marmara bölgesinde bol olarak bulunan mavi-sarı çiçekli Primula vulgaris türü bahçelerde ve çiçekçilerde süs bitkisi olarak yetiştirilmekte ve satılmaktadır.

Defne Çiçeği

Akdeniz’e özgü bir bitki olan defne, genelde 2-6 m boyunda bir çalı veya ağaçtır, ama boyu 10 metreyi bulabilir. Gövdesinin alt kısmı gri, üst kısmı yeşildir. Yaprakları 6–12 cm uzunlukta ve 2–4 cm genişliktedir. Yaprakları kokuludur, şekilleri mızrak ucu gibi, kenarları dalgalı, üst yüzleri koyu yeşil, alt yüzleri açık yeşıldir. Çiçekleri 1 cm çapında olup açık sarı veya yeşildir, sapın aynı noktasından 4-5 tanesi birden çıkarak birer öbek oluşturular.


Bu çiçek öbekleri yaprağın yanında çift olarak açarlar. Ağaçlar erkek ve dişi olarak ayrılırlar. Meyvesi yaklaşık 1 cm çapında, içinde tek bir tohum barındıran siyah bir yemiştir. En büyük düşmanı yaprak bitidir.

Yenibahar Çiçeği

Yenibahar (Pimenta officinalis ya da Pimenta racemosa), Mersingiller ailesinden Amerika’nın sıcak bölgelerinde yetişen bir bitki türüdür.

Batı’da “Jameika Biberi” olarak da bilinir. Başta Jameika olmak üzere, Maksika ve Malezya’da yetiştirilen Yenibahar, “Pimento Officinalis” adlı bitkinin, olgunlaşmamış meyvelerinden elde edilir. Yılda 500 ton tüketiliyor.

Doğuş Eriği Çiçeği

Doğuş Eriği - Carissa Grandiflora

Her dem yeşil çalılardır. Narin beyaz çiçekleri, yenilebilirmeyvelere sahiptir. Yasemini andıran hoş bir kokusu vardır. İki üç metreye kadar boylanır. Tropik kökenli bir bitkidir. Dona karşı dayanıksızdır. Güneş sever. Soğuk iklimlerde kış döneminde iç mekana alınmalıdır.

Gölgede yetişenlerin meyveleri kalitesizleşir. Ilıman iklimlerde güneş altında çiçekleri daha göz alıcıdır. Düzenli budamayla çift görüntüsü elde edilir. Yetiştirilmesi kolaydır. Her tür toprakta mutlu olur.

Fesleğen Çiçeği

Fesleğen (Ocimum basilicum), Reyhan olarak da bilinir, ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından tek yıllık ve genellikle ılıman bölgelerde yetişen bir bitki türü.

Yemeklerde kullanılmak üzere tarımı yapılan fesleğenin kökeni Asya’nın dönenceler arasında kalan bölgelerine dayansa da, günümüzde yeryüzünün öteki ılıman bölgelerine de yayılmıştır.

Fesleğen Çiçeği Morfolojik Özellikleri

Yetişkin fesleğenlerin boyları genellikle 20 ile 60 cm arasında değişir. Renkleri açık yeşilden koyu yeşile kadar değişen yaprakları yumuşak olup, 1-5 cm arasında uzunlukta ve 1-3 cm arasında genişlikte olurlar. Soğuğa karşı çok duyarlı olan fesleğen bitkisi, en çok sıcak ve kuru ortamları sever.

Fesleğen Çiçeğinin Kullanımı

Kurutulmuş Fesleğen

Bitkinin kullanilan kisimlari, tâze çiçekli dallari ve tohumlaridir. Uçucu yag tasimaktadir. Bu yag içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardir. Fesleğenin yaydığı koku sinekleri uzak tutar. Fesleğen bitkisi, bir yerli Anadolu bitkisi değildir. Anavatanı olan İran dolaylarından gelmiştir. Akşamları açıkta yenilen yemeklerde masaların fesleğen ile süslenmesi, bebeklerin yanına fesleğen konulması, yaz aylarında evlerin açık camlarının önünde fesleğen saksılarının olmasının sebebi fesleğenin yaydığı güzel kokunun yanında sinekleri kovucu özelliği olmasıdır.

Hem taze, hem de kurutularak kullanılan fesleğen, pişirilerek ya da çiğ yenilen yemeklerde yaygın olarak kullanılır. Kendisi pişirildiğinde tadını çabuk yitirdiği için, genellikle yemeklere son anda katılır.
Türk yemeklerinde ve salatalarda baharat olarak yaygın bir şekilde kullanılan fesleğen, öteki Akdeniz ülkelerinin ve kökeninin dayandığı güney, güneydoğu Asya ülkelerinin (özellikle de Tayland) yemeklerinde de önemli yer tutar.

Fesleğen kokusu sivrisinek ve tahta kurusu gibi haşaratı kaçırır. Zafiyeti ve hazımsızlığı giderir, arı sokmalarında faydalanılır.

Fesleğen Çiçeğinin Yetiştirilmesi

Fesleğen yabancı ot bulunmayan temiz bir tarla ister. Ekim nöbetinde çiftlik gübresi ile iyi gübrelenmiş çapa bitkisinden sonra gelmesi önerilmektedir. Tarlavari üretimde tohum direkt tarlaya mibzerle ekilebilir. Bu durumda dekara kullanılacak tohumluk miktarı 0,6-1,0 kg civarındadır. Sıra arası ise 30-40 cm’ dir. Ekim soğuk bölgelerde don tehlikesi geçtikten sonra yapılmalıdır. Ege bölgesinde eğer ön sulama olanağı varsa eylül ayında ekmek en uygunudur. Eğer ekim sonbaharda yapılamayacak durumda ise ilkbaharda erken ekime gidilmesi gerekmektedir. Soğuk bölgelerde sonbaharda ekme olanağı bulunmadığından zorunlu olarak ilkbaharda ekim yapılmaktadır. Ancak aslında bu bölgelerde ilkbaharda da tarlaya geç girilebildiği ve son don tehlikesi geç ilkbahar’ da ortadan kalktığından bu tarihlerden sonra yapılan ekimlerle oldukça geç kalınmaktadır. İşte bu geç durumu gidermek için direkt tarlaya ekim yanında fide şeklinde üretimde söz konusudur. Bu durumda kıştan yastıklara ekim yapılmakta ilkbahar da fideler tarlaya 30 x 25 cm aralıklarla şaşırtılmaktadır. Yastıklara 60-80 gr tohum bir dekar yer için yeterli fideyi sağlayabilmektir.

Fesleğen bol besinli toprakları tercih eden bir bitkidir. Bu nedenle zengin topraklarda yetiştirilmesi yanında üretiminde kimyasal gübrelerinde kullanılması gerekmektedir. Bunun için ekiminde dekara 4-6 kg n, 3-5 kg p2o5 ve 10-12 kg/da k2o verilmesi önerilmektedir. Ancak bu miktarlar fakir topraklarda en az 1/3 oranında arttırılmalıdır.

Fesleğenin vegetasyon devresi esnasında en önemli sorunu yabancı otlarla mücadeledir. Özellikle kurak bölgelerde yabancı ot yanında sulamada iyi bir gelişim için üzerinde durulması gereken kültürel önlemlerdendir.

Fesleğen Çiçeği Hasat

Biçme genel olarak çiçeklenme başlangıcında yapılır. Uygun yıllarda birden fazla biçim söz konusudur. Ege koşullarında verim, geciktikçe azalmakla beraber üç biçim yapılabilmiştir. Biçimi takiben bitkileri sıkı demet yapmadan taşımalı ve 30-35 c de kurutmalıdır.

Fesleğen Çiçeği Verim

Almanya şartlarında ortalama drog herba verimi 80-150 kg/ da arasında değiştiği belirtilmektedir. Eğer ikinci biçim yapılabilir ise bunun 200 kg/da’ı bulabileceği bildirilmektedir. Ege koşullarında ise yapılan ön araştırmalarında drog herba miktarının 350 kg/da ‘ı bulduğu saptanmıştır.

Fesleğen Çiçeği Hastalık

Fesleğende en fazla görünen hastalık mantarların yaptıkları yaprak lekeleridir. Genç devrede yaprak bitkilerinin de zararı oldukça büyük olmaktadır.

Fesleğen Çiçeği Etken Maddeleri

Fesleğenin
çiçekli dal ve yapraklarının destilasyonu ile uçucu yağ elde edilmektedir. Uçucu yağ oranı %0.1- %0.45 arasında değişir. Uçucu yağın en önemli kısmını methylcavucol (astragol) ve linalol teşkil eder. Ayrıca fesleğen herbasında taneli maddelerde vardır. Fesleğen midevi, balgam söktürücü ve idrar yolları antiseptiği olarak kullanılır.

tr.wikipedia.org - Sitesinden Alınmıştır.

Atatürk Çiçeği

Atatürk çiçeği (Euphorbia pulcherrima) ana vatanı Meksika ve Orta Amerika olan sütleğengiller familyasına ait bir çiçek türüdür.
İngilizce adı olan Poinsettia‘yı bu bitkiyi 19.yy’da Meksika’dan ABD’ye götüren ve yaygınlaştıran ABD’li devlet adamı, psikiyatrist ve bitkibilimci Joel Roberts Poinsett’ den alır. “Atatürk” adı ise, bir süs bitkisi olarak Türkiye’de yetiştirilmesi ve tanınmasına ön ayak olan Mustafa Kemal Atatürk’ten gelir.Bitkinin diğer bir adı da “Noel yıldızı”dır.

Yaprakları uzun saplı, büyük, sivri uçlu, kenarları düz veya lop’lu; çiçekleri çok küçük sarı renkli ve gösterişsizdir.
Yetişme İstekleri:
Sıcaklık: Asıl çiçeklenme döneminden önce 15 - 20 derece, çiçeklenme döneminde 13-16 derece, çiçeklenme döneminden sonra 10-12 dereceye gereksinme gösterir. Çiçekli iken 13 derecenin altına düşmemelidir.
Orantılı Nem: Yüksek orantılı nem (% 70-75) ister.
Işık: Yazın aydınlık yarı gölge yerleri sever. Yaprakların renklenmesi için Eylül’den itibaren yoğun ışık ister.Kışın çiçeklenme döneminde çok aydınlık yerlerde bulundurulmalıdır. Bitki doğrudan güneş ışığından korunmalıdır.
Saksı Harcı: Hacim olarak 3 kısım turba, 3 kısım yaprak çürüntüsü, 2 kısım tınlı toprak, 2 kısım yanmış ahır gübresi, 3 kısım kum ve 2 kısım perlitin karışımıylaelde edilen harç da kullanılabilir.
Üretim Tekniği: Üretimi çelik ile yapılır. Çelikleri genç sürgünlerden 7,5-10 cm. uzunluğunda olmak üzere tepe çeliği tarzında ve Nisan - Mayıs aylarında alınır. Ancak bu çeliklerden yetişen bitkiler yıl sonunda 15-20 cm. uzunlukta olurlar. Eğer daha bodur bitkiler isteniyorsa çelikler Ağustos ayında alınmaldır. Alınan çelikler, özsuyun akmaması için odun kömürü tozuna batırılarak, hacim olarak eşit miktarlarda turba ve kum karışımına dikilirler. Ortam sıcaklığı 18-21 derece olmalıdır.

www.agaclar.net - Sitesinden Alınmıştır.

Glayöl Çiçeği

Glayöl kadar çok renkte çiçek yoktur veya azdır. Cinsine bağlı olarak, büyüme şartlarıyla boyları 30 cm. den 1,5 m. Ye kadar çıkar. Glayöller en tanınmış soğanlı bitkilerdendir.Onları genellikle kesme çiçek olarak görürüz.Ama bir parça güneş gören toprağınız varsa bu gösterişli çiçeği kolaylıkla yetiştirebilirsiniz.Glayöllerin farklı cinsleri bulunur..Bildiğimiz büyük çiçekli melez olanlarından başka, yazın devamlı açan küçük çiçekli tabii bir türü daha vardır.
Glayöl bol güneş ve gübreli toprak sever.

Yaz boyunca düzenli olarak sulanmalıdır.İklim aşırı soğuk değil ve yeri iyi drenajlı ise soğanlarını topraktan çıkarmaya gerek yoktur.Bulunduğu yerde sürekli yavrulayarak çoğalacaktır.
Soğanlar Mart ayından itibaren 15 gün aralıklarla kısım kısım dikilirse bahçe yaz boyu glayölsüz kalmaz. Bu şekilde 4-5 posta dikim yapılabilir.
Glayöl soğanları 6 hafta önce kazılmış ve iyi hazırlanmış toprağa 10.cm derinlik ve 10-15 cm. aralıklarla dikilir. Büyüyen bitkinin devrilmemesi için rüzgar almayan bir yer seçilmelidir. Gerekirse ince bir çubukla destek yapılır.

Ateş Dikeni Çiçeği

Ateş dikeni gülgiller (rosaceae) familyasının Pyracantha cinsinden, genellikle dikenli ve yaprak dökmeyen çalılara verilen ortak addır. Anayurdu Avrupa’ nın güneydoğusu ve Asya’ dır. Ateş dikenleri gösterişli meyveleri nedeniyle süs bitkisi olarak yetiştirilir, ayrıca çit olarak da kullanılır.

Kısa yaprak sapları üstünde küçük, oval yaprakları, küçük ve beyaz çiçeklerin oluşturduğu salkımları ve kış ortalarına değin dalında kalan, turuncu ile kırmızı arasında değişen renklerde meyveleri vardır. Avrupa’ da yetişen ve boyu 4,5 m’ ye ulaşabilen Pyracantha coccinea’ nın süs bitkisi olarak değerlendirilen bir çok çeşidi geliştirilmiştir.
Çin’ de yetişen P.atalantioides ile P.fortuneana da hemen hemen aynı boydadır ve her ikisinin de kırmızı meyveleri salkımlar halinde öbeklenmiştir. Anayurdu Tayvan olan P.koidzumii’ nin sık dalları, kırmızı mor sürgünleri ve turuncu-kırmızı renkli meyveleri vardır. Himalayalar’ da yetişen P.crenulata, 6 m’ ye ulaşan boyuyla küçük bir ağaçtır.

Leylak Çiçeği

Leylak dünyanın birçok yerinde yetişen bir süs bitkisidir. Zeytingiller familyasından, 20′ye yakın türü bulunan, bahçe ve parkların süslenmesinde çok kullanılan soğuklara oldukça dayanıklı bir ağaççıktır. Çiçekleri salkım biçimdedir. Bu güzel kokulu çiçekler mor, beyaz, maviye çalan pembe renklerde olur. Ağacın boyu 6 m’yi bulabilir. Leylak az bir bakımla hemen her yerde yetişebilir.

Ana yurdu Doğu Avrupa ve Asya’dır. Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya geçmiştir. Leylak ağacı tohumdan yetiştirildiği gibi daldırma ile de yetiştirilebilir.

Yaprakları parlak yeşil renkte, kenarları düz ve kalp şeklindedir. Leylak ilk baharda çiçek açar. Serada yetiştirilirse kışında çiçek alınabilir. Bazı çeşitlerinin çiçekleri katmerlidir. “Adi leylak ağacı” ve “Doğu leylak ağacı” olmak üzere başlıca iki çeşidi vardır.

Bir yıllık dalları üzerinde bulunan çiçekleri bahçe süslemesinde kullanıldığı gibi kesme çiçekçiliktede kullanılır. Çeşitli melezlemelerle yalınkat veya katmerli, beyaz, pembe, kırmızı, açık ve koyu mor, ebruli, krem renginde çiçekler açan pek çok türü elde edilmiştir.

Kasımpatı Çiçeği

Kasım ayı ile özdeş isme sahip kasımpatının Latincesi Chrysanthemum. Kasımpatı iri katmerli çiçekleri olan bir süs bitkisidir. Kasımpatı çiçeğineKrizantem” de denir. Çok ama çok çeşit çiçeği var. Katmerlisi, yalınkatı, sprey gibi ince çeneklisi, içe dönük, dışa dönük, tek renk ya da kendi içinde alacalı olanları. M.Ö. 500 yılından gelen kaynaklarda, anavatanı Çin’de de hem bahçede hem de ev içi süs bitkisi olarak kullanıldığı yazılı. Çinliler dışında bir de Japonlar tarafından sahiplenilip ulusal bitki ilan edilmiş.

Son bahardan kışa kadar çiçek açar. Çiçekleri türlü renklerde olur, büyüklükleri görünüşleri de cinsine göre değişir. Küçük kasımpatı çiçekleri çok güzel birer düğmeye benzer. Büyüklükleri toparlak görünüşlü çok gösterişlidir. Bileşikgillerden olan kasımpatı çelikten yetiştirilebilir. Bunun için nisanda alınacak çelikler önce saksıya dikilir, kök salmaya başladıktan sonra iyi gübrelenmiş kumlu bir toprağa aktarılır. Kasımpatı çiçeği sık sık su ister. Bitki büyüdükçe yeni sürgünlerin ucu koparılmalıdır. Bu bitkinin daha gür büyümesini, dal budak salmasını sağlar.

Kasımpatı saksıya çiçekli döneminde dikilip çiçekler bitince sökülüyor. Bu bitkiyi iyi çiçek açtırmak için mayıs ayında budamaya başlamanız gerekiyor. Öncelikle fazla yaprak ve çiçek tomurcuklarını temizleyin. Bu işlemi yaz ortasında bir kere daha tekrarlayın. Bugünlerde açtığı zaman çok uzun boylu olacak; yağmurlar kırmasın diye mutlaka içten destekleyin. İthal malzemeler satan marketlerde hazır ürünler var, ya da bir iki çubuğa ip bağlayıp bitkiyi sarın.

Unutmadan, kasımpatıçiçeklerden sonra tekrar budayıp kış için kısa tutmanız lazım. Tarif ettiğim gibi, bitki hep uzamak istiyor, biraz enerjik. Sera ortamında açması çok kolay. Kesme çiçek üreticileri de böyle yapıyor.

Dünyada bir tek İtalya’da sadece cenazelerde tüketildiği için dekorasyonda pek sevilmiyor, onun dışında her yerde ister kesme çiçek ister saksı bitkisi şeklinde kullanılıyor. Çalı ve top formunda olanları tercih ediliyor. Yapraklar ıtır gibi kokulu. Koyu yeşil rengi diğer çiçekli bitkilerin gösterisi için iyi. Fakat yapraklarının baş düşmanı sümüklü böcek, solucan, kırmızı örümcek, külleme hastalığı ya da kabuklu bit. Hepsinin çaresi var, korkmayın. Gözünüz bitkide olsun.

Kasımpatı Çiçeğinin Dekoratif Kullanımları

Modern kasımpatılar yabani akrabalarından çok daha göz alıcı. Çiçekler birçok farklı form ve renkte olabilir. Ayrıca bu cins geliştirilmiş birçok hibrit ve binlerce çeşit barındırır. Geleneksel sarı rengin yanı sıra, beyaz, mor ve kırmızı renkleri de görmek mümkündür. En önemli hibrit Chrysanthemum x morifolium (sin. C. x grandiflorum); büyük oranda C. indicum`dan türemiş olsa da diğer türleri de içerir.

Avrupa’daki bazı ülkelerde ve Japonya’da, kasımpatılar ölümü sembolize etmekte ve bu nedenle sadece cenaze törenlerinde ve mezarlara koymak için kullanılmakta. ABD’de çiçek genellikle olumlu ve neşeli görülür.

www.bitkihastanesi.com - Sitesinde Alınmıştır

Şakayık Çiçeği

Şakayık Çiçeği‘nin ilmi adı olan paeonia, Yunan hekimi Paeon’dan gelir. Homeros’a göre bu hekim Pluton’un Herakles’ten aldığı yarayı bu bitkiyle tedavi etmiştir. Şakayık süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilir. Çok yıllık birçok türü vardır. En yaygını bahçe Şakayığı‘dır. Şakayık basit veya katmerli beyaz, pembe, kırmızı veya alaca renklerde çiçek verir.

Aynı zamanda çok güzel kokarlar. Ağaç Şakayıkı odunsudur. Gayet yavaş büyür, beyaz, pembemsi, pembe veya kırmızı renkte çok güzel çiçek açar. Sarı Şakayık ağaçsıdır, çiçekleri sarı, erkek organları taç şeklinde güzel ve büyüktür. Şakayıklar kökten fışkıran sürgünlerle ürerler, çok dayanıklıdırlar. Her türlü verimli toprakta ve bütün şartlarda yetişir.

Şakayık Çiçekgilleri büyük olmayıp yirmiye yakın türleri vardır. Güneydoğu Avrupa’da rastlanan 7 tür otsudur. Menşei Asya kökenli türler ise odunsudur. Avrupa grubu temsilcileri çıplak, doğru, özsulu gövdeli olup, ot cinsinden çokyıllık bitkilerdir.

Yüksekliği 1 m kadar olur. Çiçeklerin rengi beyazdan koyu kırmızıya kadar değişir. Yaprakları ardarda dizilmiş, tüylü, koyu yeşil, tepeleri düzensiz kesiktir. Çiçekleri iri, düzgün, basitten katmerliye kadar olur. 5 adet bomboş çanakyapracıklar, 5-10 adet tacyapracıkları, çok sayıda tezkir organları ve çok meyve örgeni ( 2-8 ) vardır. Genelde tohumları iri, dış tarafları kara, iç tarafları ise sarıbeyazımsı ve parlaktır.

Kökleri eğirmensi, yumrulu, kalınlaşmış, diş tarafları kırmızı – kahverengi, iç tarafı beyazımsı. Bazı Şakayık Çiçekleri’nin kökü ve çiçeği ilaç olarak kullanılır. 1000 – 1500 m yükseklikte, çalılıklarda ve seyrek ormanlarda yetişir. Şakayık Çiçekleri daha hafif topraklarda yetişir ve durgun suyu sevmezler.

www.paeonia.getika.com - Sitesinden Alınmıştır

Sümbül Çiçeği

Sümbül çiçeğinin ismi Farsça da sümbül olarak da bilinir. Genellikle süs için yetiştirilen çok gösterişli soğanlı bir bitkidir. İlmi adı hyacinthus tur. Zambakgiller familyasındandır. Sümbül, soğanlı ve otsu bir bitkidir. Sümbül beğenilen bir süs bitkisidir, görünüşü çok güzel, renkleri değişik ve parlak, kokusu keskindir. Sümbül erken çiçek açar. Doğu Sümbül’ünün (hyacinthus orientaris) pek çok çeşidi vardır. Açık havada, yerde veya evlerde saksılarda yetiştirilebilir. Topraktan çıkarılan soğanı dinlenme devresi süresince 25 °C ‘ye yakın ısıda tutmak uygun olur.

Hoş kokulu çiçekleriyle en sevilen süs bitkilerinden olan Sümbül’lerin Akdeniz kıyılarında ve Afrika’ nın tropik kesimlerinde yabani olarak yetişen 30 kadar türü daha vardır. Yaygın bahçe Sümbül’lerinin çoğu Yunanistan ve Suriye’ nin yanı sıra Türkiye’ de kendiliğinden yetişen mor çiçekli bir Sümbül türünden elde edilmiştir. Sümbül çiçekleri tabanda toplanmış ince ve düzgün yaprak demetinin tam ortasında çıkan bir çiçek sapının ucunda açar. Dik salkımlar oluşturan bu hoş kokulu ve çansı çiçekler düz yada katmerli mavi, mor, sarı,kırmızı, pembe yada beyazdır.

Hollanda Sümbül’leri ise çok zengin renklere sahiptir. Çiçekleri kalın bir sapın çevresinde katmerli ve çok sayıdadır. Cinsine göre ağır veya hafif kokulu olabilir.
Sümbül soğanları eylül-ekim aylarında iyi gübrelenmiş toprağa 15 cm. derinlik ve 20-30 cm. aralıklarla dikilir. Tabii Sümbül’ler mart- nisan, Hollanda Sümbül’leri ise nisan-mayıs aylarında açar. Soğanları topraktan çıkarmaya gerek yoktur.

www.cicekdiyari.mesirem.com - Sitesinden Alınmıştır

Şebboy Çiçeği

Sarı ve turuncunun çeşitli tonlarındaki hoş kokulu çiçekleriyle çok sevilen bir süs bitkisidir. Turpgiller (Brassicaceae) familyasında yer alan bu bitkinin (Cheiranthus cheiri) yabanilerine daha çok Avrupa’ nın güney kesimindeki çayırlık ve kayalık alanlarda rastlanır. Başka bir çok ülke gibi Türkiye’ de de yaygın olarak yetiştirilen Şebboy’un kahverengimsi hatta kırmızımsı çiçekli çeşitleri de geliştirilmiştir.

Şebboy, öbür bahçe bitkilerinin çoğundan daha erken çiçeklenen iki yada çok yıllık bir bitkidir. En iyi akaçlanması uygun serin iklimli yerlerde yetişen bitki ortalama 50 cm ye kadar boylanır. Dallanmış dik gövdesi şerit biçiminde, grimsi yeşil, sert yapraklar taşır. Dalların ucunda kümeler oluşturan dört taçyapraklı çiçekleri vardır. Tümüyle açtığında çevreye baygın bir koku verir.

Şebboy çiçeklerinin kokusu taşıdığı uçucu yağdan ileri gelir. Bu hoş kokulu yağ parfüm sanayisinde koku verici olarak kullanılır. Şebboy dik saplı bir süs bitkisidir ve çok değişik renkte güzel kokulu çiçekleri vardır. İlmi adı matthiola dır ve turunçgillerdendir. Sarı Şebboy, az çok kahverengiyle karışıktır ve sarı çiçekleri vardır. İlmi adı cheiranhustur. Bahçe Şebboyu (Matthiola incana ve M. Annua), uzun ömürlüdür ve çok yaygın bir bitkidir.

Yetiştirilmesi pek fazla ihtimam istemez. Tohumla üretilir. İlkbaharda yastıklara ekilir, yazın şaşırtma yapılarak istenilen yere dikilir; yalnız büyük soğuklarda limonluklara veya camekanlara alınır. Sarı Şebboy’lar bir, iki yada çok yıllık bitkilerdir; çiçekleri sapların ucunda salkım halindedir. Ilıman bölgelerde on kadar türü yetişir. En iyi bilinen türü baya sarı Şebboy’dur. (Cheiranthus cheiri)

Sarısalkım Çiçeği

Adını Salkım biçimindeki parlak sarı çiçeklerinden alan sarısalkımlar (laburnum) küçük ağaç yada çalı yapısındaki gösterişli bitkilerdir. Mor salkımlar gibi baklagiller familyasında yer alan sarısalkımlar da süs bitkisi olarak yetiştirilirler. Bunların sıklıkla park, bahçe ve yol kenarlarına dikilen en yaygın türlerinden birine altın renkli çiçeklerinden ötürü altın yağmuru adı verilmiştir. Sarısalkım’ların gövde ve dalları yeşilimsi gridir ve düzgün bir kabukla örtülüdür.

Gümüş renkli ipeksi tüylerle kaplı kış tomurcukları baharda açılarak yapraklara dönüşür. Üç yaprakçıktan oluşan bu bileşik yaprakların üst yüzü parlak altı ipeksi tüylüdür. İçinde yar aldığı familyanın öbür üyeleri gibi Sarısalkım’ların da kelebek biçiminde çiçekleri vardır. Sarısalkım çiçekleri bal özü almaya gelen arılar aracılığıyla tozlaşır. Bir çiçeğe giren arının üzerine dökülen çiçek tozları bu böcek aracığıyla başka bir sarısalkım çiçeğine taşınırken başka çiçekten gelen arıda bu çiçeğin tepeciklerine çiçek tozu getirir. Böylece çapraz tozlaşma sonucu döllenen çiçek meyveye döner.

İçinde altı kadar tohum barındıran badıç biçimindeki yassı meyveler olgunlaştığında patlayarak tohumlarını çevreye saçar. Sarısalkım’lar Avrupa’ nın güney, Asya’ nın batı kesimlerinin yerli bitkisidir. Çiçekler 40-50 cm. uzunluğundaki salkımlar halindedir. Çiçekler geçtikten sonra fasulyeye benzer tohum kapçıkları görünür.
Güneşli ve fazla rüzgar almayan herhangi bir yerde yetişebilir. Sarısalkım ağacının odunu, yaprakları, çiçekleri ve özellikle tohumları son derece zehirlidir.

www.cicekdiyari.mesirem.com - Sitesinden Alınmıştır

5.11.2008

Süsen Çiçeği

Süsengiller (Iridaceae) familyasından, rizomlu ya da soğanlı, kılıçsı yapraklı, mavi, mor, beyaz, kahverengi gibi renklerde çiçekleri olan, mezarlıklarda, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir.

Süsen Çiçeği soğanlı veya kök saplı iki yada çok yıllık bir süs bitkisidir. Pek çok melez çeşidi bulunmaktadır. Süsenler basit saplı veya sapları az dallı bitkilerdir. Yaprakları kınlı ve iki sıralıdır. Çiçekleri iri, kokulu ve güzel görünüşlüdür. Ilıman bölgelerde yetişir. Bir çok türü vardır. Büyük sarı çiçekli olan türüne bataklık Süsen’i, melez Süsen, cüce Süsen vb. türlerinden bazılarıdır.

Eskiden hekimlikte kullanılan Süsenin köksapı güzel kokar bundan Süsen esansı elde edilir. Süsen esansı bazı burun damlalarında kullanılır. Süsenlerin çiçekleri genellikle düzgün ve göz alıcı renktedir. Çiçek çanağı, taçyaprağa benzer üç çanakyaprağından meydana gelir. Aynı renkte üç tane çanak yaprağı vardır. Çanak yapraklarının karşısında, dışa dönük üç tane erkek organ bulunur. Çiçeğin ortasında, taçyapraklarına benzeyen üç yaprakçık daha vardır. Erkek organlarının başaklarını saran bu yaprakçıklar yassılarak genişlemiş tepeciklerdir. Meyvesi üç çenet halinde açılan bir kapsül şeklindedir.

www.cicekansiklopedisi.com - Sitesinden Alınmıştır.

Nergis Çiceği

Alımlı ve hoş kokulu çiçekleri nedeniyle birçok ülkede süs bitkisi olarak yetiştirilen nergislerin, başta Avrupa olmak üzere, kuzey ılıman kuşakta kendiliğinden yetişen 40 kadar türü vardır. Nergisgiller familyasının Narcissus cinsini oluşturan bu bitkilerin adı Yunan mitolojisindeki Narkissos’un adından gelir. Mitolojiye göre sudaki görüntüsüne aşık olup ona kavuşmak için ölümü seçen güzeller güzeli Narkissos’un öldüğü yerden nergisler bitmiştir. Nergis soğanı zehirli bir süs bitkisidir. Çok eski zamandan beri süs için yetiştirilen ve baharda ilk çiçek açan bitkiler arasındadır. Çiçeği çıplak bir sapın üzerinde biraz eğik durur. Nergslerin rüzgarlı havalarda nazlı nazlı sallanan eğri boyunlu çiçekleri hafifçe yassılaşmıştır. Çiçekler içi boş ve uzun bir sapın ucunda tek tek yada çoğunlukla ikiden başlayarak altı taneye kadar bir arada açar. Her bir çiçek ortadaki çanak yada boru biçimli yapıyı çevreleyen altı taçyapraktan oluşur. Nergisin birçok türü ve melezleri vardır. Yabani nergis veya çayır nergisi ormanlarda pek çoktur. Toprağın hemen yüzeyinden çıkarak bir arada öbekler oluşturan ince uzun, sivri uçlu ve yassı yaprakları vardır. Ortalama 50 cm boyundaki bu yaprakların bazı türlerde 1 metreye kadar uzadığı da olur. Nergis çiçekleri arıların yardımıyla tozlaşır.
Bahçecilikte nergisler soğandan üretilerek çoğaltılır. Bir nergis soğanı bitki solduktan sonra sökülmeyip toprakta bırakılacak olursa gelecek yıl yeniden çiçek ve yaprak verir. Bugün kesme çiçek yada bahçe çiçeği olarak yetiştirilen nergislerin melezleme yoluyla üretilmiş 1000’den fazla çeşidi vardır.

Mum Çiceği

Asclepiadaceae olarak ta bilinen mum çiçeği ipekotugillerdendir ve 280 den fazla cinsi ve 2000 kadar tropik, otsu yada çalımsı tırmanıcı bitki türünü içeren bir familyadır. Bu familyadaki bitkilerden çoğunun sütümsü bir özsuyu, bileşik beş taçyaprağı, badıç biçiminde meyveleri ve genellikle tüylü tohumları vardır. Kılıfların içinde saklanan bu ipek tüylü tohumlar, rüzgarın etkisiyle kılıflarından çıkar ve uzaklara taşınır. Her çiçeğin erkek ve dişi bölümleri tek bir yapı içinde birleşmiştir. Çiçek tozları (polenler), dişi organın tepeciğindeki dokulardan oluşan bir çubukla çiftler halinde bağlanan ve polinyum adı verilen demetlerde toplanmıştır. Polinyumun parçaları çiçeğe gelen böceklerin üzerine yapışır ve buradan başka çiçeklere taşınır. Bazı türlerde üretkenlik düşüktür ve çok çiçekli bitkiler genellikle az sayıda meyve verir.
Asclepias syriaca ve A.curassavica türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir. Kuzey Amerika’ da yetişen A.tuburosa’ nın parlak turuncu çiçekleri vardır. Mumsu, beyaz çiçekleri nedeniyle mum çiçeği adı verilen Hoya carnosa çoğunlukla saksı çiçeği olarak evlerde yetiştirilir. Bu familyanın Hoodia ve leşçiçeği (stapelia) gibi etli bitkileri, tozlaşmayı sağlayacak olan sinekleri çeken pis bir koku yayar. Asya kökenli tırmanıcı bir bitki olan Dischidia rafflesiana’ nın yağmur suyunu depolayan, ibrik biçiminde yaprakları vardır; suyu, ibriğin içine uzanan kökleriyle emer. Karıncalar bazen bu ibriklerin dibini delerek kuruttuktan sonra, bitkisel artıklarla doldurup yavrularını büyütmek için yuva olarak kullanırlar.

Kana Çiçeği

Kana çiçeği Amerika ve Asya’ nın sıcak bölgelerinde yetişen kök saplı otsu bir bitkidir ve pek çok çeşidi vardır. Küçük çiçekliler ve orkide çiçekliler (İtalyan kana çiçeği) diye başlıca iki gruba ayrılır. İlmi adı Cana’ dır. Scitaminales takımından kana çiçeğigiller familyasının örnek tipidir.

Gecesefası Çiceği

Gecesefası (Mirabilis Jalapa) akşamsefası olarak da bilinir. Gecesefasıgiller familyasından çok yıllık otsu bir süs bitkisidir. Amerika’nın tropik bölgelerinden dünyanın birçok yerine dağılmış olan gecesefası çabuk gelişen ve 1 m’ye kadar boylanabilen bir bitkidir. Kısa saplı oval yaprakları, eklem yerleri şişkin bir özellik gösteren gövdeleri, beyaz, sarı, pembe ve kırmızı renklerdedir. Bazen de çizgili yada benekli çiçekleri vardır. Gecesefası çiçeğinin en önemli özelliği çiçeklerinin günbatımıyla açılıp, sabahları kapanmasıdır. Bu nedenle çiçeğe gecesefası yada akşamsefası denmiştir. Gecesefası kalıtım deneylerinde kullanılan önemli bir bitkidir.

Aslanağzı Çiceği

Aslanağzı, yüksükotugiller (Scrophulariaceae) familyasının, Antirrhinum cinsinden 40 kadar otsu bitki türüne verilen ortak addaki bir çiçek türüdür. Anayurdu Kuzey Amerika’nın ve Akdeniz bölgesinin batısıdır. Çiçekler boru biçiminde ve iki yanlı bakışımlıdır. Kapalı duran, dudak biçimli geniş bir ağzı vardır. Bu ağız pek çok böceğin içeri girmesini engellemekle birlikte, tozlaşmayı sağlayan güçlü arılar tarafından zorla açılabilir. Aslanağzı türleri sevilen bahçe bitkileridir. Süs bitkisi olarak yetiştirilen pek çok türü vardır.

Küpe Çiçeği

Küpe gibi sarkık çiçekleri olan bir süs bitkisidir. Nemli, gölgelik yerlerde yetişir. Anayurdu Meksika’nın yüksek dağları, Güney Amerika ile Yeni Zelanda adasıdır. Çoğu küpe çiçeği kırmızı, pembe, mor ve beyaz çiçek açar. Avrupalılar küpe çiçeğini ilk olarak Güney Amerika İspanyol sömürgesi Yeni Grenada’da görmüşler, önce İngiltere’ye sonra da 1830’a doğru Fransa‘ya getirmişlerdir. Çiçek kısa zamanda yayılmış parklarda, bahçelerde, evlerde yetiştirilmeye başlanmıştır. Küpe çiçeği gölgelik ve rüzgarsız yerleri sever, çiçekleri uzunca bir zaman dökülmeden kalır. 50 kadar çeşidi vardır. Küpeçiçeğigiller familyasındandır.

Kaktüs Çiceği

Kaktüs ve frenkinciri gibi dikenli ve etli bitkiler kaktüsgiller familyasındandır. Kimi botanikçilere göre 20, kimilerine göre 100 kadar cinsi bulunmaktadır. Sıcak ve tropikal bölgelerde özellikle Amerika da yetişir. Kaktüslerin bir çok türü meraklı ve usta bahçıvanlarca yetiştirilir. Minyatür iç bahçelerde yada geniş alanlarda büyük bitki halinde kullanılır. Kaktüs bitkisinin bazı türlerinin geceleyin çiçek açması çok ilginçtir. Kaktüslerin çoğunluğu kuraklığa uyarlamış çöl bitkileridir. Kaktüslerde fotosentez, gündüzleri suyun buharlaşmasını engelleyen özgül bir biçimde gerçekleşir. Yeşil, yalın yada dallı olan saplar özgün biçimler alır : silindirimsi, yumurtamsı, boylamasına az yada çok tümsek kaburgalı, yassı parçalar halinde eklemli, kurdelemsi olur. Çok kalın bir kütiküla ile kaplı olan kaktüsler helmece zengin parankima dokularında önemli ölçüde su biriktirir. Çoğunlukla yaprak yoktur, ama bu türlerin çoğunda, bir yastık üzerinde topluca bir arada yada sapların açı yaptıkları yerlerde sıra halinde, yıldız biçiminde dizili çok sayıda diken vardır. Kaktüsün bazı cinsleri bolca uzun beyaz tüylerle kaplıdır; bu durum onlara kül rengi bir görünüm verir. Ormanlarda yetişen öteki kaktüs türleri epifit sarmaşık görünümünü alır. Pereskia gibi bazı kaktüsler ise düpedüz yassı yapraklı, normal görünüşlü ağaçlar halindedir. Genellikle çok çabuk dökülen çiçekler sapsız, tek başına, büyük, erdişi ve düzenlidir. Bunların alt kısımları birbiriyle kaynaşarak boru biçimin almış taç yarağımsı bir çok parçadan oluşur. Yumurtalık alt durumludur ve en çok üç meyve yapraktan oluşur. Meyve üzümsüdür; içinde bir öze gömülü (frenkinciri) pek çok çekirdek bulunur. Frenkinciri yeni girdiği Akdeniz havzasında oldukça yaygındır.

Kalanchoe Çiceği

Kalanchoe karşıt yapraklı, talkım halinde sarı yada kırmızı çiçekli çok tohum içeren kapsül meyveli otsu yada çalımsı bir bitkidir. Çiçek tacı borumsu biçimde ve taç yaprakları dörtlü yada beşli tiptedir. Kalanchoe çiçeği Güney Afrika ve Madagaskar kökenlidir. Kalanchoe damkoruğugiller familyasındandır.

Yasemin Çiceği

Yaseminler tıpkı lale, sümbül ve gül gibi şiirlere konu olmuş zarif ve hoş kokulu bir çiçektir. Bir çok ülkede değerli süs bitkileri arasında yer alan yaseminlerin doğada kendiliğinden yetişen 300 kadar türü vardır. Zeytingiller familyasının jasminum cinsini oluşturan bu türler sürüngen, tırmanıcı yada dik çalı yapısındadır. Yasemin sözcüğü batı dillerinde olduğu gibi bizim dilimize de Farsça yasemen sözcüğünden girmiştir.
Dünyanın tropik ve astropik bölgelerinde yaygın olarak yetişen yaseminler genellikle beyaz yada sarı, bazıları ise kırmızı çiçekler açan her dem yeşil yada kışın yapraklarını döken bitkilerdir. Bunların içinde en iyi tanınan tür adi yasemin bazı yörelerde kışın yapraklarını tümüyle dökerken bazen yarı yapraklı kalır. Yaz başından güz sonuna kadar çiçek açan bu türün minik, koyu yeşil yaprakları, hoş kokulu beyaz çiçekleri vardır. Bu zarif ve alımlı çiçekler beş taçyapraktan oluşur. Kış yasemini denilen tür ise yapraklarını dökmesine karşın kış boyunca çıplak dallarında hiç eksik olmayan yıldız biçimli altın sarısı çiçekleriyle çok sevilen bir süs bitkisidir. Yaseminlerin bazı türleri iklimin uygun olmadığı yörelerde ancak serada yetiştirilebilir. Oysan çoğu kış mevsimini kolaylıkla açıkta geçirebilir. Yaseminler dal parçalarından çelikleme yöntemiyle çoğalır. Jasminum officinale gibi bazı türler çevrelerindeki desteklere kendi başlarına kolaylıkla tırmanabildikleri halde, yere yatık olarak gelişmemesi için özel desteklere bağlanması yada sardırılması gereken yasemin türleri de vardır. Kokulu yaseminlerin çiçeklerinden parfüm yapımında kullanılan, ayrıca sabun ve öbür tuvalet malzemelerine katılan hoş kokulu uçucu elde edilir. Bu yağa yasemin esansı denir. Ful adıyla da bilinen arap yasemininin çiçeklerinden ise yasemin çayı denen hoş kokulu bir çay hazırlanır.

4.11.2008

Kardelen Çiçeği Resimleri

http://www.cicekstra.com/wp-content/uploads/kardelen_cicegi_resimleri.gif

Gloksinya Çiçeği

Gloksinya (gloxinia), Gesneriaceae familyasından 20 kadar otsu bitki türünden oluşan bir tür saksı bitkisidir. En çok tanınmış türü olan Gloksinya Speciosa’dır. Anayurdu Brezilya olan gloksinyaların genellikle mor, kırmızı yada eflatun renkli kadifemsi çan biçiminde çiçekleri vardır. Yapraklarının toprağa değdiği yerden yeni bitkiler verirler. Çelikleme yöntemiyle de çoğalırlar. Sıcak yerlerden hoşlanırlar, bakımı özen isteyen bir çiçek türüdür.

Gaillardia Çiceği

Gaillardia bileşikgiller (asteraceae) familyasından Kuzey Amerika’ ya özgü olan bir bitki cinsidir. Yazın çiçeklenen bazı türleri, özellikle G.aristata ve G:pulchella bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Bu bitkilerde çoğunun, tabanda toplanmış yada gövde boyunca almaşık olarak dizilmiş tüylü yaprakları vardır. İri çiçek başları, ortadaki koyu mor renkli tüpsü çiçekler ile bunları çevreleyen sarı, turuncu yada beyaz dilsi çiçeklerden oluşur.

Bambu Çiceği

Bambular iki yüzden fazla türe ayrılır. Bazı bilim adamları bunu beş yüze kadar çıkarırlar. Bambulardan çoğu Asya’ da, büyük bir kısmı ise Amerika’ da, bazıları Afrika’da, deniz yüzeyinde 3.000 m ( Himalaya ), hatta 5.000 m ( Andlar ) yüksekliğe kadar yetişir. Bambunun, içi boş ve düğüm düğüm bölmeli bir gövdesi, düğümlere bağlı sürekli yada süreksiz bir yaprak kını ve başaklardan oluşan az çok dallı salkım biçiminde çiçekleri vardır. En büyük bambu türü ( Cava’ da yetişen Gigantocloa maxima ) 45 m boy yapar. Hemen hemen bütün bambular, Güney Avrupa iklimine uyum gösterir. Bugün bambular tropikal kuşakta yer alan ülkelerin hemen hepsinde yetiştirilmektedir. Çin kçkenli olan saz bambu, Cezayir’ de yetiştirilir. Bambular kök parçalarıyla yetiştirilip çoğaltılır.

Bambuların hafif fakat esnek ve dayanıklı olan gövdeleri ( sapları ), gemi direği ve yapı gereci olarak kullanılır. ( Çin ve Japonya’ da bazı köylerde evlerin tümü bambu odunuyla yapılmıştır.) bambu gövdeleri enine kesilerek, bunlardan vazolar, kutular, trampetler yapılır. Körpe filizleri sebze olarak yenilir. Bazı bambu türleri çok nitelikli kağıt hamuru verebilir.

XVII. yy.’ da, Avrupa’ ya ithal edilen bambu gövdelerinden az çok işlenerek evlerde, teraslarda ve bahçelerde kullanılabilen hafif mobilyalar yapıldı.

Türkiye’ de XIX: yy.’ ın ikinci yarısında, saray bahçelerinde yetiştirilmeye başlayan bambulardan bir grup bugün Beylerbeyi Sarayı’ nın bahçesindedir. Akdeniz ve Ege Bölgelerinde de bambu yetiştirilebilir.

Amber Çiçeği

Halk hekimliğinde ağaçhatmiye (Hibiscus abelmoschus) verilen addır. Tohumları misk kokulu uçucu bir yağ taşır; dekoksiyon halinde iştah açıcı ve yatıştırıcı olarak kullanılır.
Vatanı Çin ve Hindistan’dır. Sıcak suda demlenerek kullanılır.
Kabızlığa karşı etkilidir; müsil ve yumuşatıcı etkiye sahiptir.
Ekşi tadından ve C vitamini yoğun olduğundan dolayı şeker hastalığına, göz, böbrek ve karaciğere iyi gelir.
Besleyici özelliği vardır.

Açelya Çiceği

Açelya yada açalya (lat.azalea; yun.adzeleos,kuru’ dan). Değişik renklerdedir ve bol çiçekli olmasından dolayı çok beğenilen bir çiçek türüdür. Açalya (açelya) küçük orman gülü olarak da bilinir.(Bil.a. Rhododendron indicum; fundagiller familyası.)
Açelya Çiçek Yetiştirme
Kamelya gibi bakılır, ancak toprağı yalnız funda toprağıdır. Güneşten hoşlanmaz, toprağı sevmez, salonlarda pencere kenarına konmalıdır. Çiçekleri döküldükten sonra fidanları açıkça, gölgeli bir yerde bulundurmalı ve akşamları yapraklarına su serpilmelidir. Açelyaların her yıl çiçek açması için yazın iyi bakılması gerekir. Yapraklarının hastalanmaması için üzerine hafif tertipli bordu bulamacı serpilmelidir.

Saksı harcı olarak çürümüş bitkilerden meydana gelen yakıt, yer kömürü (turba) denilen toprak karışımı kullanılabilir. Yazın ise özel bir bakım isterler. Dikkatsiz bir bakım sonunda toprak kuruması yüzünden organizmanın yeni gelişen tomurcukları, filizleri kuruyarak ölebilirler. Açelya çiçeklenme mevsiminden sonra toprağı ve atmosferi nemli tutmak için hergün serpme yöntemiyle sulama yapılmalıdır. Haziran ayında dışarı, fakat gölge yerlere konularak çok sıcak günlerde bol su ile ıslatılmalıdır. Ekim ayında tomurcuklar gelişir ve dokular sertleşir. Bir tek bu ayda kesinlikle içeriye alınmalıdır. Açelya çiçekler Aralık ayında meydana gelirler ve eğer bitki sağlıklı ise ve sıcak bir yerde bulunuyorsa, bir çok yıllar bozulmadan saklanabilir. Daha geniş saksılara alındıklarında büyümeyi kolaylaştırmak için her ilkbahar sıvı gübre verilmelidir.

www.cicekcesitleri.blogspot.com